17 Temmuz 2011 Pazar

Görüntü Yönetmeni Ne Yapar?.1BÖLÜM

    Görüntü Yönetmeninin Sorumlulukları
    1. Çekim Öncesi
    A. Düşünsel Araştırma Ve Planlama- Ön görüşmeler sırasında yönetmenle senaryonun bütün boyutlarını ve yönetmenin filme yaklaşımını tartışmak.
    - Senaryoyu bir bütün olarak analiz etmek.
    - Hikâyeyi yapısal olarak analiz etmek.
    - Karakterleri analiz etmek.
    - Filmin döneminin olaylarını, genel konuları ve uygun tasarım elemanlarını araştırmak.
    - Bir tarz, görsel yaklaşım tasarlamak.
    - Yeni fikirler üzerinde yönetmenle konuşmaya devam etmek.
    - Yönetmenle bir anlaşmaya varmak.
    - Sanat yönetmeni ile tartışmak ve bir anlaşmaya varmak.
    - Teknik danışmanla tartışmak ve araştırma yapmak.



    B. Pratik Araştırma Ve Planlama

    - Bütçe gereksinimlerini araştırmak.
    - Mekânları dolaşmak ve onaylamak.
    - Mekânların güneş pozisyonlarını tayin etmek.
    - Yerel hava durumunu araştırmak.
    - Okyanus kıyılarında gel-git çizelgelerini incelemek.
    - Set planlarını gözden geçirmek, tartışmak ve onaylamak.
    - Kıyafetleri, filmde görünecek arabaları, uçakları, tekneleri, at arabalarını, modelleri ve maketleri gözden geçirmek ve onaylamak.

    C. Teknik Araştırma Ve Planlama- Laboratuvarı ziyaret ederek filmde kullanılacak kimyasal ve elektronik resim kayıt ortamlarının pozlama değerlerinin anlaşılmasını, ayarlanmasını ve saptanmasını sağlamak ve film yıkama, baskı, renk düzeltme ve aktarma sırasında uygulanacak kurallar bütününü saptamak.
    - Malzeme satıcılarıyla görüşmek.
    - Yeni çıkan araçları araştırmak.
    - Yeni çıkan araçların nasıl çalıştığını öğrenmek.
    - Film için gerekli özel malzeme ve teknikleri icat etmek ya da icat edilmesine önayak olmak.
    - Filmde uygulanacak özel etkiler (speacial effect) için bir kurallar kitapçığı hazırlamak ve yaymak.
    - Storyboardların hazırlanmasına yardımcı olmak, onaylamak.
    - Filmde görünecek aydınlatma birimlerini tasarlamak ya da tasarlanmasına önayak olmak.
    - Filmin mekânları ve dekorları için ışık şefi ve set amiri ile aydınlatma ve donanım planları tasarlamak.

    D. Kalite Kontrolü- Filmde çalışacak teknik ekibi, kullanılacak filmi, laboratuvarı, teknik ekipmanı, ikinci kamera ekibini ve görsel efekt ekibini seçmek ve onaylamak.
    - Yeni yapılan veya modifiye edilen teknik ekipmanın üretilmesini ve test edilmesini denetlemek.
    - İnşaa halindeki dekorları ziyaret etmek.
    - Oynar duvarları, tavanları ve hareketli dekor birimlerini onaylamak.
    - Aydınlatma elemanları ekibini kontrol etmek.
    - Bütün mekân ve stüdyoları ekip başları ile gezerek gereklilikleri tartışmak.
    - Dekor renk ve dokularını onaylamak.
    - Makyaj ve saçı onaylamak.
    - Kamera, ışık ve grip ekipman listelerini oluşturmak veya oluşturulmasına ön ayak
    olmak.
    - İş kopyalarının seyredileceği salonun standartlara uygunluğunu kontrol etmek.

    E. Hazırlıkların Tamamlanması- Işık dublörlerini seçmek.
    - Yeni araçların kullanımını ekibe öğretmek.
    - Mekân ve dekorları yönetmenle gezerek çekim planı tasarlamak.
    - Özel teknik ekipmanın listesini yapmak ve prodüksiyon amirine kullanım günlerini bildirmek.
    - Çalışma planı üzerinde yönetmen asistanı ile beraber çalışarak her sahne için çekim süresi ve sıralaması belirlenmesine yardımcı olmak.
    - Gerekli film miktarını tahmin etmek ve ısmarlamak.
    - Çekim öncesi ve çekim sırasında gerekli teknik insan işgücü miktarının ve zamanlamasının hesap edilmesi veya hesap ettirilmesi.
    - Diğer departmanların gerekli malzeme ve işgücünü edinmesini takip etmek, testlere katılmak.
    - Bütün departmanlara günde en az iki kere uğrayarak ekip başlarının sorabileceği sorulara cevap vermek.
    - Departmanlar arası problemlere arabuluculuk yapmak.
    - Mekan ve ülke değiştirirken yapım araçlarının yüklenmesini kontrol etmek.
    - Oyuncu provalarını ziyaret etmek.
    - Herhangi bir problemde yönetme danışmanlık yapmak, gerekirse vekalet
    etmek.
    - Prodüktöre herhangi bir problemin çözümünde yardımcı olmak.

    F. Testler- Filmin görsel tarzı için testler çekmek.
    - Laboratuvar testleri çekmek.
    - Aydınlatma ve başroller için testler çekmek.
    - Kamera ve objektif testleri çekmek.
    - Kostüm ve makyaj testleri çekmek.
    - Olabilecek anlaşılmamış, sıradışı özel efekt, aksesuar ve teknik malzeme testi çekmek.

    2. Çekim Sırasında

    A. Planlama- Bütün call sheet’leri ve gün içindeki çekim sırasını kontrol etmek, Onaylamak.
    B. Kararlaştırma- Çekilecek sahnenin provalarını seyretmek.
    - Yönetmenle beraber çekim planı (dekupaj) tasarlamak.
    - Objektife ve kadraja karar vermek, onay almak için yönetmene göstermek.
    - Kadrajın ve hareketin sahne amacına uygunlupundan emin olmak.
    - Kamera operatörü, kamera asistanı, dolly ve crane operatörüyle olabilecek herhangi mekanik bir problemi çözmek.
    - Kamera hareketlerinin başlangıç-bitiş noktalarını tayin etmek.
    - Işık dublörlerini yerlerine yerleştirerek prova yapmak, sahnenin ince ayarlarını bitirmek.
    - Montajcının eline yeterince montaj malzemesi geçeceğinden emin olmak.
    - yönetmen asistanıyla arka plan hareketliliği üzerinde çalışmak.

    C. Aydınlatma- Filmin hikaye, tarz ve dramatik içeriğine en uygun şekilde mekan ve dekor aydınlatması tasarlamak.
    - Her oyuncuya karakterini güçlendirecek ve ortaya çıkaracak ışık yapmak.
    - Işığın atmosfer ve tonunun hikayenin anlatılmasına yardımcı olduğundan emin olmak.
    - Işık kurulumunu planlar arasında en az vakit kaybedilecek şekilde tasarlamak.
    - Set boyacısını gerektiğinde yüksek ışıkları, gölgeleri değiştirmek, eskitmek ve tozlandırmak için yönlendirmek.
    - Her plan için ışık miktarını, rengini ve kontrastını (pozlama) belirlemek ve devamlılığını sağlamak.
    - Plan içi ışık değişikliklerini (dimmerler, takip spotları, renk değişiklikleri) tasarlamak, uygulatmak.

    D. Hazırlık- Işığa ve kameraya bağlı ses problemlerini çözmek.
    - Diğer departmanlarla olan problemleri çözmek.
    - Dublörlü sahneleri dublör koordinatörü ile beraber kontrol etmek, belirlemek ve onaylamak.
    - İlgililerle güvenlik meselelerini en az iki kere kontrol etmek.
    - Yönetmenin son değişiklikleri yapması için planı göstermek.
    - Son mekanik prova için oyuncuları davet etmek, görünen problemleri çözmek
    .
    E. Çekim- Planı çekmek.
    - Onaylamak ya da problemleri düzeltmek.
    - Parametreleri kontrol ederek bir sonraki tekrarı hazırlamak.
    - Özel etki arka planlarını çekmek.
    - Video playback malzemelerini çekmek.
    - Bir sonraki plana geçmek.

    F. İdari- Her sabah ve öğle yemeğinden sonraki ilk planı tayin etmek.
    - Sahnenin set fotoğrafçısı tarafından çekildiğinden emin olmak.
    - ”Making of” ve basın ekiplerinin eline yeterince malzeme geçtiğinden emin olmak.
    - Özel kamera ve ışık notlarının devamlılık yazmanına ulaştığından emin olmak.
    - Ham film envanterini kontrol etmek.
    - Short-end’lerin kullanılmasını sağlamak.
    - Kamera raporlarının düzenli tutulduğunu kontrol etmek.
    - Çekim gününü bitirmek.
    - Ertesi günün ilk planını tartışmak.
    - Kamera, ışık ve set teknisyenlerinin kullanılan kiralanmış ve satın alınmış malzemelerin faturalarının prodüksiyon tarafından ödemeleri yapılmadan kontrol etmek ve onay vermek.
    - Yapım sorunları ile ilgilenmek.
    - Meydana gelebilecek problemlere dair sorulara cevap vermek.
    - Gün sonunda yapım amiri ve yapımcıyı ziyaret etmek.
    - Kullanılmayacak malzemenin iadesini kontrol etmek.

    G. Kalite Kontrol-Rapor almak üzere laboratuvarı aramak.
    - Yönetmen, yapımcı, montajcı ve kamera ekibiyle bir önceki günün iş kopyalarını görmek.
    - İş kopyalarını tartışmak ve onaylamak.
    - Makyaj, kostüm, dekor sorumluları ve yönetmen asistanıyla işkopyaları hakkında konuşmak.
    - İkinci ekip veya özel etki ekiplerinin işkopyalarını izlemek, tartışmak, onaylamak veya düzeltilmesini istemek.
    - Gerekiyorsa ikinci bir baskı istemek.

    H. Eğitim- Acemi oyunculara film tekniklerini öğretmek (işaretlerde durabilmek, resim büyüklükleri, objektifler vs.)
    - Kamera ekibini bir basamak sonraki iş için eğitmek.

    İ. Vekalet- Yönetmenin rahatsızlanması durumunda yönetmenlik yaparak günü tamamlamak.
    3. Çekim Sonrası
    A. Ek Çekimler- Çekim sonrası işlemler için gerekli teslim tarihleri tartışmak ve bilmek.
    - Ek sahne, plan, özel etki ve ikinci ekip çekimlerini yapmak veya onaylamak.

    B. Renk Düzeltme- Tv ve sinemalarda oynayacak fragmanların renk düzeltmelerini yapmak ve onaylamak.
    - Optik ve sayısal özel etkilerin uyumluluğunu onaylamak.
    - Filmin renk düzeltmesini yapmak.
    - Olana kadar tekrar yapmak.

    C. Kalite Kontrol- Son renk düzeltme kopyasını onaylamak.
    - Onayını almak üzere yönetmene göstermek.
    - İnterpozitifi onaylamak.
    - İnternegatifi onaylamak.
    - Sinema kopyalarını onaylamak.
    - Orjinal negatiften basılan prestij kopyalarını onaylamak.
    - Optik büyütme ve küçültmeleri onaylamak.

    D. Telesine/Renk Düzeltme- Orjinal film veya sayısal malzemenin elektronik veya film ortamına (hd, pal, ntsc, secam masterlar, sayısal ara ortamlar, arşiv masterları) aktarılmasına eşlik etmek ve onaylamak.
    - Sayısal ortama ve ortamdan yapılacak bütün aktarmalara eşlik etmek ve onaylamak.
    - Filmde yapılacak kaşlama ve format değişikliklerine eşlik etmek ve onaylamak.
    - Vhs, dvd ve sayısal projeksiyon ortamlarına, tape-to-tape renk düzeltmelere eşlik etmek ve onaylamak.
    - Onayını almak üzere elektronik aktarma sonuçlarını yönetmene göstermek.

    E. Reklam- Filmin reklamını yapmak (gazete-dergi, internet, radyo-tv, dvd söyleşileri).
    F. Restorasyon/Arşiv- Gelecekteki tekrar basımlar, arşiv baskıları ve elektronik aktarmalar için hazır bulunmak.
    American Cinematographer Dergisi /  Yazan: Stephen Pizzello


    16 Temmuz 2011 Cumartesi

    Görüntü Yönetmeni Kimdir? Ne yapar? 2BÖLÜM.

    Yönetmen, görüntü yönetmeni ve sanat yönetmeni filmin yaratıcı üç önemli kişisidir. Bu kişiler zanaatkâr değil, her biri kendi alanında çalışan sanatçılardır.
    Eğer filmin senaristi filmin yönetmeni değil de bir başka kişi ise, o da ana yaratıcı ekip içinde yerini alır. Doğal olarak bu yaratıcı sanatçıların başında projenin ana orkestra şefi, yönetmen gelmektedir. Tabii ki makyaj ve müzik de başlı başına yaratıcılık gerektiren unsurlardır. Ama film hayal mahsulü bir senaryo olmaktan çıkıp elle tutulur, görünür bir eser haline öncelikle, bu üç sanatçı ile gelir. Görüntü yönetmeni, filmin yönetmeninin en önemli yardımcısıdır. Görüntü yönetmeninin sanatını icra ederken kullandığı en önemli iki unsur aydınlatma ve kompozisyondur. Işık görüntü yönetmenini fırçası, boyasıdır. Görüntü yönetmeni senaryo üzerinde çekimler başlamadan çok önce çalışmaya başlar. Yönetmenin hayal ettiği dünyayı, teknik bilgisini ve yaratıcılığını kullanarak perdeye aktaran tek sorumlu kişi olduğu için, yönetmenle büyük bir uyum içinde çalışır. Yorum konusunda yanlışlara sebep vermemek için birbirlerini anlamaya çalışırlar. Görüntü yönetmeni, yönetmen ve sanat yönetmeni ile filmin mekânlarını belirlemek için mekân gezilerine katılır, güneşin yönüne göre çekim saatlerinin planlanmasına yardımcı olur. Yapılacak dekorların ışık yönlerine karar verir. Pencere yerleri ve dekorda kullanılacak doğal ışık malzemeleri konusunda sanat yönetmenine önerilerde bulunur.

    Görüntü yönetmeni senaryoyu birkaç kez daha gözden geçirip, kullanacağı ışık malzemesinin ve kamera malzemesinin listelerini çıkarır. Kamera vinci, kamera arabası, çok geniş ya da çok uzun odaklı özel objektiflerin hangi sahnelerde kullanılacağını belirtir. Çalışacağı teknik ekip konusunda yapımcıya önerilerde bulunur. Özellikle kendisinin en önemli yardımcıları olan birinci kamera asistanı ve ışık şefini belirler. Görüntü yönetmeni temin edilecek ışık malzemesi ve aksesuarlarını ışık şefine bildirir. Birinci kamera asistanı ise bu sırada kendi yardımcılarını belirleyerek kamera malzemesinin hazırlanması ve kamera testleri ile uğraşır.
    Görüntü yönetmeni kesinleşmiş mekânları bir kere de ışık şefi ile gezer. Bu ışık şefinin mekândaki zorlukları ve sorunları görmesi açısından çok önemlidir. Bu gezide jeneratör kamyonunun park edeceği yerler, kablo uzunlukları, mekândan elektrik alınacaksa ana elektrik panosunun yerleri, ışık ekibinin kullanacağı merdivenlerin uzunlukları ve sayısı ışık şefi tarafından tespit edilir. Ayrıca görüntü yönetmeni büyük ışık vinçleri kullanmaya karar vermişse istediği ışık açısına göre bunları koymak istediği yerleri ışık şefine gösterir. Film çekimleri başlamadan önce her şey netleştirilir. Görüldüğü gibi ışık ile ilgili yaratıcı anlamdaki tüm kararlar görüntü yönetmeni tarafından alınır. Görüntü yönetmeni zaman zaman ışık şefinin görüşünü alabilir ama bu karar verme ve uygulama yetkisinin ışık şefine geçtiği anlamına asla gelmez! Bu yönetmenin asistanına, montajcısına fikrini sorması gibi bir şeydir.
    Görüntü yönetmeni çekimlerde kullanacağı negatif filme, hatta filmin gösterim kopyalarının basılacağı pozitife de karar verir.

    Çekim sırasındaki durum:

    Çekeceği her sahne görüntü yönetmeninin önüne açtığı boş beyaz bir sayfadır. Bu sayfayı ışıkla, gölgeyle boyar, ışık ve kamera filtreleri ile zenginleştirir. Bu sebeple bir sahnenin çekimine başlanacağı zaman yönetmen ve görüntü yönetmeni çekim mekânında oyuncularla makyajsız kostümsüz teknik prova yapar. Bu sırada görüntü yönetmeni ışık yönünü yerlerini, ışıkların gücünü belirler. Onu bir gölge gibi takip eden ışık şefine gerekli talimatları verir. Teknik prova sırasında kamera yerleri ve kullanılacak objektifler ve kamera hareketleri de belirlenir. Oyuncular makyaj ve kostüm için gönderilir. Böylece görüntü yönetmeni için zor ama bir o kadar da zevkli, yaratma süreci başlamış olur. Kendi talimatları doğrultusunda yerleştirilen ışıkları denetler. Işık ölçüm aletleri ile ışıkların gücünü rengini ayarlar. Bu cihazları ışığı yaratan kişi olarak sadece görüntü yönetmeni kullanır. Işık ölçüm aletlerinin kullanımı yoruma açıktır. Başka bir deyişle; ışığın tasarlanışı ve ölçümü matematiksel formüllere bağlı değildir. (Eğer öyle olsa idi dünyanın her yerindeki binlerce görüntü yönetmeninin bir sahneyi aydınlatırken aldığı sonuç ve çekilen sahneler ışık olarak aynı olurdu.) Bu sebeple kullanılan negatifin, basılacağı pozitifin özelliklerine, sahnenin içinde yer alan objelerin parlaklığına hatta oyuncuların cilt yapısına göre, bu ışık ölçüm aletlerini yorumlayan ve elde edilecek sonuçtan tek sorumlu olan kişi görüntü yönetmenidir. Çekim sırasında ne yönetmen, ne yapımcı, ne oyuncular, ne de ışık şefi, aylar sonra gösterim kopyalarına yansıyacak sonucu tahmin edemez.(Böyle bir zorunlulukları da yoktur zaten!)
    Çekimden sonraki durum:

    Filmin çekimleri bittikten sonra ciddi ve sorumluluk sahibi bir görüntü yönetmeninin işi bitmez. Yönetmen filmin montajını, ses ve miksajını bitirdikten sonra sıra tekrar görüntü yönetmenine gelir. Gösterim kopyalarının basılacağı laboratuarda filmin montajlınmış negatifini renk analizörü denen bir makineye takarak, bu cihazı kullanan renk programcısı(colorist,colour timer) ile beraber,filmi oluşturan yüzlerce planı tek tek geçer, o planların renklerini tonlarını, koyuluk ve açıklıklarını,bir önceki ve bir sonraki planı da göz önünde bulundurarak ayarlarlar, baskı değerlerini belirlerler. O negatifi pozlayan, ışığı tasarlayan, çekim sırasında ışıkların önünde ve kamerada çeşitli filtreler kullanan kişi görüntü yönetmeni olduğundan, bu son kararların alındığı ve son rötuşların yapıldığı yaratım aşamasında da laboratuarda görevinin başındadır. Eğer orada olmazsa renk programcısı çekimi göz önünde bulunduramayacağından kendine göre teknik olarak doğru bir iş yapmaya çalışır, çekim sırasında görüntü yönetmeninin yaptığı efektler kaybolabilir, olaya farklı bir yorum gelir.(Bir ay ışığı maviliği hata sanılıp beyaz hale getirilebilir, gün batımı kırmızılığı da aynı akıbete uğrayabilir!) Bundan dolayı renk programcısını suçlayamayız. Görüntü yönetmeni bu aşamada kesinlikle görevinin başında olmalıdır. Renk programı denilen bu aşamada belli sınırlar dâhilinde çekimdeki parlak bir ışık koyu, daha parlak, ya da farklı bir renge dönüştürülebilir.
    Görüntü yönetmeninin işi burada bitiyor mu?
    Hayır. Bilinçli, modern bir yapımcı görüntü yönetmenini televizyon gösterimi ve gelecekteki dvd basımı için gerekli olan telesine işlemi için bir kez daha arar. Telesine işlemi filmin videobanda aktarılmasından ibarettir. Bu aktarım sırasında aynen renk programında olduğu gibi plan plan düzeltme, ya da tümden bir ayar mümkündür. Filmin sinemalar için basılan kopyası televizyon için çok kontrast olacağından genellikle negatiften telesine yapılır, bu da plan plan ayar anlamına gelir. Sinema kopyalarında elde edilen renkler tonlar, koyuluk ve açıklıklar, telesine aşamasında bambaşka bir hal alabilir, bu sebeple görüntü yönetmeni imza attığı eser için bir kez daha ekran başına oturur, telesine operatörü arkadaşını yönlendirir.
    Peki, bu arada filmin yönetmeni ne yapıyor diye düşünebilirsiniz. Tabii ki filmin ana yaratıcısı olan yönetmen tüm bu aşamaların sonuçlarını denetler görüntü yönetmeni ile çıkan sonuçları izler görüşünü belirtir. Ama filme başlamadan önce görüntü yönetmenine hayal ettiklerini aktarıp ondan yorumu konusunda emin olduktan sonra ayrı bir teknik bilgi ve beceri gerektiren yukarıdaki işleri onun yaratıcılığına bırakır.
    Tüm bunlardan da anlaşılacağı üzere bitmiş bir filmin gösterim kopyalarına yansıyan final aydınlatma; sette lambaların yerlerine koyulmasından ibaret değildir, zincirin birçok halkasının eksiksiz ve doğru olması ile elde edilmektedir. Tüm bu halkaları bilen ve denetleyen tek yaratıcı kişi görüntü yönetmenidir. Bir orkestrayı yöneten birkaç şef, bir filmi yöneten birkaç yönetmen olamayacağı gibi, bir filmin ışığından ve görüntülerinden sorumlu birkaç yaratıcı olamaz!

    Işık şefinin durumu:
    Işık şefi görüntü yönetmeninin en önemli yardımcılarından birisidir. İyi bir ışık şefi öncelikle görüntü yönetmeninin talep ettiği ışık malzemesini ve aksesuarları iyi tanıyıp kullanabilecek beceriye sahip olabilmeli, onun talimatlarını doğru şekilde uygulayabilmelidir. Tüm bu malzemelerin ekip ve oyuncular açısından herhangi bir tehlikeye yol açmayacak şekilde kullanılmasından yerlerine asılmasından ışık şefi sorumludur. Ayrıca kendi belirlediği ışık asistanları da, hızlı, seri ve emniyeti elden bırakmadan çalışabilmeli, ışık ekibinde en az bir kişi de elektrik konusunda yeterli bilgiye sahip olmalı, tüm elektrik bağlantılarını emniyetli bir şekilde yapabilmelidir.

    Işık şefi jeneratörün doğru yere yerleştirilmesinden, jeneratörle çekim seti arasındaki kablo mesafelerinin doğru hesaplanıp, çekimde yakılan lambaların teknik olarak hatasız çalışmasından, jeneratörün frekansının sık sık kontrol edilerek istenen sınırlarda tutulmasından da sorumludur.
    Görüntü yönetmeninin direktifleriyle ışık hazırlandıktan sonra çekime geçildiğinde, görüntü yönetmeni kamera ve çekimle uğraştığından, iyi bir ışık şefi çekimi takip ederek, ışık önünde yanıp rengi değişen bir ışık filtresini, bir oyuncu veya başka birisi tarafından yanlışlıkla çarpılıp yönü değişen bir lambayı ,veya herhangi bir sebepten sönen bir ışığı fark edebilmeli görüntü yönetmeninin uyarmasına fırsat bırakmadan gerekli değişiklikleri yapıp her şeyi eski haline getirebilmelidir.

    Görüntü yönetmenin direktifleri ile istenen ışık efektlerinin koordineli bir şekilde uygulanmasından yine ışık şefi sorumludur.(bir lambanın istendiği anda ağır ağır sönmesi aynı anda bir diğerinin yanması vb.)
    Görüldüğü gibi ışık şefi, aynen birinci kamera asistanı gibi görüntü yönetmeninin en önemli yardımcısıdır. Bu sebeple ışık şefinin önemi görüntü yönetmeni için çok büyüktür. Bu yüzden, dünyada ve ülkemizde görüntü yönetmenleri alıştıkları ışık şefleri ile çalışmaya özen gösterirler.
    Işık şefi işinin erbabı bir zanaatkârdır, ama ışığı yaratan, tasarlayan sanatçı görüntü yönetmenidir. Işık şefinin yukarıdaki çalışmalarını bitmiş filmi izleyerek değerlendirmeniz mümkün değildir, nasıl, bir kamera asistanının kamerayı hazırlayışını, filmleri kameraya takışını, bir set amirinin seti hazırlayışını gerekli yerlere takozlar koyup fon bezleri asmasını, kamera arabasını itmesini, bir vinç operatörünün vinci ne kadar seri hazırlayıp iyi kullandığını anlayamayacağınız gibi. Tüm bu elemanlar ve daha sayamadığımız birçok kişi filmi oluşturan değerli teknisyenlerdir. Filme katkıları tartışılamaz
    sinema literatüründe görüntü yönetmenine director of photography ,cinematographer,lighting cameraman denmektedir.Hatta görüntü yönetmenleri sanatlarını icra ettikleri ana unsur olan aydınlatma ile o kadar yoğun meşgul olmaktadırlar ki , çekimde kamerayı bir başka kişi kullanmaktadır. Yine görüntü yönetmenine bağlı olarak çalışan bu kişiye kamera operatörü(camera operator) denmektedir.
    Bizdeki ışık şefinin, sinema literatüründeki adı şef elektrikçi anlamına gelen gaffer’dir.

    İlk filmini çekmekte olan bir görüntü yönetmeni, deneyimli bir ışık şefinin önerilerinden yararlanabilir, fakat negatifi pozlayan ışığı yorumlayan yukarıdaki çalışmalardan sorumlu tek beyin, ilk filmi de olsa 1000’inci filmi de olsa yine o görüntü yönetmenidir. Sette ışıkları yerlerine koyup yakmak ışık çalışmasının küçük bir kısmını kapsamaktadır. Kaldı ki; bu yerleri yükseklikleri, ışığın gücünü yine görüntü yönetmeni belirlemektedir. İşin asıl yaratıcı, riskli ve zor kısmı ışığın gücünün renklerinin ölçülüp yorumlanıp negatife geçmesi ve çekimden sonraki uzun zorlu aşamalardır.
    Neden kafamız karışıyor?
    Işık şefi ve görüntü yönetmeninin sorumluluk alanlarının karıştırılmasının ana sebebi bazı eski yapımlarındaki bozuk çalışma düzenine dayanmaktadır. Eski siyah beyaz dönemde filmler uzun sürelerde titiz bir çalışma ile stüdyolarda, hatta sesli olarak çekilirmiş. Biz bu dönemden bahsetmiyoruz. Daha sonra film çekim süreleri kısalmış, ucuzcu zihniyet özensiz ve hızlı çalışma tarzını da beraberinde getirmiş. Filmler sesli çekilmez olmuş. Senaryoların sete zor yetiştiği, hatta sette yazıldığı, çekime birkaç gün kala ekiplerin kurulup herkesin birbirinden bihaber film çektiği dönemde kamerası olan kameramanlar ne yazık ki görüntü yönetmenliği vasıfları için değil sanki kameraları için filme çağrılır duruma gelmiş, ışık malzemesi satın almış ışıkçılar da malzemeleri ile birlikte ellerinde olanlarla film ekiplerinde yer almışlar. Bırakın yaratıcı anlamda ışık çalışmasını, sadece görüntü çıkacak şekilde teknik anlamda ışık yapılıp hızlı çalışılır olmuş. Böyle bir durumda görüntü yönetmeninin yaratıcı katkısı olamadığı için, bazı ışıkçılar usta çırak ilişkisi ile öğrendiklerini,  lambaları yerlerine koyup yakarak ve sadece teknik anlamda ışık yaparak ve bazen de gerçek görüntü yönetmenliğinin farkında olmayan deneyimsiz görüntü yönetmenlerinden, ortalığı boş buldukları için yetkiyi alarak, çalışmaya başlamışlar. (Hepimizin çok iyi tanıdığı, değerli ve emektar görüntü yönetmenlerimizi kastetmiyoruz).

    Tüm dünyada görüntü yönetmeninin sorumlulukları bu şekilde belirlenmiştir. Ülkemizde de sorumluluk sahibi ve bilinçli görüntü yönetmenleri, yukarıda özetlemeye çalıştığımız şekilde çalışmaktadır. Bu çalışma tarzı sayesinde filmlerimiz son yıllarda görsel ve teknik anlamda dünya standartlarını yakalamaya başlamıştır

    Görüntü Yönetmeni Kimdir? Ne yapar?

    Yönetmen, görüntü yönetmeni ve sanat yönetmeni filmin yaratıcı üç önemli kişisidir. Bu kişiler zanaatkâr değil, her biri kendi alanında çalışan sanatçılardır.
    Eğer filmin senaristi filmin yönetmeni değil de bir başka kişi ise, o da ana yaratıcı ekip içinde yerini alır. Doğal olarak bu yaratıcı sanatçıların başında projenin ana orkestra şefi, yönetmen gelmektedir. Tabii ki makyaj ve müzik de başlı başına yaratıcılık gerektiren unsurlardır. Ama film hayal mahsulü bir senaryo olmaktan çıkıp elle tutulur, görünür bir eser haline öncelikle, bu üç sanatçı ile gelir. Görüntü yönetmeni, filmin yönetmeninin en önemli yardımcısıdır. Görüntü yönetmeninin sanatını icra ederken kullandığı en önemli iki unsur aydınlatma ve kompozisyondur. Işık görüntü yönetmenini fırçası, boyasıdır. Görüntü yönetmeni senaryo üzerinde çekimler başlamadan çok önce çalışmaya başlar. Yönetmenin hayal ettiği dünyayı, teknik bilgisini ve yaratıcılığını kullanarak perdeye aktaran tek sorumlu kişi olduğu için, yönetmenle büyük bir uyum içinde çalışır. Yorum konusunda yanlışlara sebep vermemek için birbirlerini anlamaya çalışırlar. Görüntü yönetmeni, yönetmen ve sanat yönetmeni ile filmin mekânlarını belirlemek için mekân gezilerine katılır, güneşin yönüne göre çekim saatlerinin planlanmasına yardımcı olur. Yapılacak dekorların ışık yönlerine karar verir. Pencere yerleri ve dekorda kullanılacak doğal ışık malzemeleri konusunda sanat yönetmenine önerilerde bulunur.
    Görüntü yönetmeni senaryoyu birkaç kez daha gözden geçirip, kullanacağı ışık malzemesinin ve kamera malzemesinin listelerini çıkarır. Kamera vinci, kamera arabası, çok geniş ya da çok uzun odaklı özel objektiflerin hangi sahnelerde kullanılacağını belirtir. Çalışacağı teknik ekip konusunda yapımcıya önerilerde bulunur. Özellikle kendisinin en önemli yardımcıları olan birinci kamera asistanı ve ışık şefini belirler. Görüntü yönetmeni temin edilecek ışık malzemesi ve aksesuarlarını ışık şefine bildirir. Birinci kamera asistanı ise bu sırada kendi yardımcılarını belirleyerek kamera malzemesinin hazırlanması ve kamera testleri ile uğraşır.
    Görüntü yönetmeni kesinleşmiş mekânları bir kere de ışık şefi ile gezer. Bu ışık şefinin mekândaki zorlukları ve sorunları görmesi açısından çok önemlidir. Bu gezide jeneratör kamyonunun park edeceği yerler, kablo uzunlukları, mekândan elektrik alınacaksa ana elektrik panosunun yerleri, ışık ekibinin kullanacağı merdivenlerin uzunlukları ve sayısı ışık şefi tarafından tespit edilir. Ayrıca görüntü yönetmeni büyük ışık vinçleri kullanmaya karar vermişse istediği ışık açısına göre bunları koymak istediği yerleri ışık şefine gösterir. Film çekimleri başlamadan önce her şey netleştirilir. Görüldüğü gibi ışık ile ilgili yaratıcı anlamdaki tüm kararlar görüntü yönetmeni tarafından alınır. Görüntü yönetmeni zaman zaman ışık şefinin görüşünü alabilir ama bu karar verme ve uygulama yetkisinin ışık şefine geçtiği anlamına asla gelmez! Bu yönetmenin asistanına, montajcısına fikrini sorması gibi bir şeydir.
    Görüntü yönetmeni çekimlerde kullanacağı negatif filme, hatta filmin gösterim kopyalarının basılacağı pozitife de karar verir.

    Çekim sırasındaki durum:

    Çekeceği her sahne görüntü yönetmeninin önüne açtığı boş beyaz bir sayfadır. Bu sayfayı ışıkla, gölgeyle boyar, ışık ve kamera filtreleri ile zenginleştirir. Bu sebeple bir sahnenin çekimine başlanacağı zaman yönetmen ve görüntü yönetmeni çekim mekânında oyuncularla makyajsız kostümsüz teknik prova yapar. Bu sırada görüntü yönetmeni ışık yönünü yerlerini, ışıkların gücünü belirler. Onu bir gölge gibi takip eden ışık şefine gerekli talimatları verir. Teknik prova sırasında kamera yerleri ve kullanılacak objektifler ve kamera hareketleri de belirlenir. Oyuncular makyaj ve kostüm için gönderilir. Böylece görüntü yönetmeni için zor ama bir o kadar da zevkli, yaratma süreci başlamış olur. Kendi talimatları doğrultusunda yerleştirilen ışıkları denetler. Işık ölçüm aletleri ile ışıkların gücünü rengini ayarlar. Bu cihazları ışığı yaratan kişi olarak sadece görüntü yönetmeni kullanır. Işık ölçüm aletlerinin kullanımı yoruma açıktır. Başka bir deyişle; ışığın tasarlanışı ve ölçümü matematiksel formüllere bağlı değildir. (Eğer öyle olsa idi dünyanın her yerindeki binlerce görüntü yönetmeninin bir sahneyi aydınlatırken aldığı sonuç ve çekilen sahneler ışık olarak aynı olurdu.) Bu sebeple kullanılan negatifin, basılacağı pozitifin özelliklerine, sahnenin içinde yer alan objelerin parlaklığına hatta oyuncuların cilt yapısına göre, bu ışık ölçüm aletlerini yorumlayan ve elde edilecek sonuçtan tek sorumlu olan kişi görüntü yönetmenidir. Çekim sırasında ne yönetmen, ne yapımcı, ne oyuncular, ne de ışık şefi, aylar sonra gösterim kopyalarına yansıyacak sonucu tahmin edemez.(Böyle bir zorunlulukları da yoktur zaten!)

    Çekimden sonraki durum:

    Filmin çekimleri bittikten sonra ciddi ve sorumluluk sahibi bir görüntü yönetmeninin işi bitmez. Yönetmen filmin montajını, ses ve miksajını bitirdikten sonra sıra tekrar görüntü yönetmenine gelir. Gösterim kopyalarının basılacağı laboratuarda filmin montajlınmış negatifini renk analizörü denen bir makineye takarak, bu cihazı kullanan renk programcısı(colorist,colour timer) ile beraber,filmi oluşturan yüzlerce planı tek tek geçer, o planların renklerini tonlarını, koyuluk ve açıklıklarını,bir önceki ve bir sonraki planı da göz önünde bulundurarak ayarlarlar, baskı değerlerini belirlerler. O negatifi pozlayan, ışığı tasarlayan, çekim sırasında ışıkların önünde ve kamerada çeşitli filtreler kullanan kişi görüntü yönetmeni olduğundan, bu son kararların alındığı ve son rötuşların yapıldığı yaratım aşamasında da laboratuarda görevinin başındadır. Eğer orada olmazsa renk programcısı çekimi göz önünde bulunduramayacağından kendine göre teknik olarak doğru bir iş yapmaya çalışır, çekim sırasında görüntü yönetmeninin yaptığı efektler kaybolabilir, olaya farklı bir yorum gelir.(Bir ay ışığı maviliği hata sanılıp beyaz hale getirilebilir, gün batımı kırmızılığı da aynı akıbete uğrayabilir!) Bundan dolayı renk programcısını suçlayamayız. Görüntü yönetmeni bu aşamada kesinlikle görevinin başında olmalıdır. Renk programı denilen bu aşamada belli sınırlar dâhilinde çekimdeki parlak bir ışık koyu, daha parlak, ya da farklı bir renge dönüştürülebilir.
    Görüntü yönetmeninin işi burada bitiyor mu?
    Hayır. Bilinçli, modern bir yapımcı görüntü yönetmenini televizyon gösterimi ve gelecekteki dvd basımı için gerekli olan telesine işlemi için bir kez daha arar. Telesine işlemi filmin videobanda aktarılmasından ibarettir. Bu aktarım sırasında aynen renk programında olduğu gibi plan plan düzeltme, ya da tümden bir ayar mümkündür. Filmin sinemalar için basılan kopyası televizyon için çok kontrast olacağından genellikle negatiften telesine yapılır, bu da plan plan ayar anlamına gelir. Sinema kopyalarında elde edilen renkler tonlar, koyuluk ve açıklıklar, telesine aşamasında bambaşka bir hal alabilir, bu sebeple görüntü yönetmeni imza attığı eser için bir kez daha ekran başına oturur, telesine operatörü arkadaşını yönlendirir.
    Peki, bu arada filmin yönetmeni ne yapıyor diye düşünebilirsiniz. Tabii ki filmin ana yaratıcısı olan yönetmen tüm bu aşamaların sonuçlarını denetler görüntü yönetmeni ile çıkan sonuçları izler görüşünü belirtir. Ama filme başlamadan önce görüntü yönetmenine hayal ettiklerini aktarıp ondan yorumu konusunda emin olduktan sonra ayrı bir teknik bilgi ve beceri gerektiren yukarıdaki işleri onun yaratıcılığına bırakır.
    Tüm bunlardan da anlaşılacağı üzere bitmiş bir filmin gösterim kopyalarına yansıyan final aydınlatma; sette lambaların yerlerine koyulmasından ibaret değildir, zincirin birçok halkasının eksiksiz ve doğru olması ile elde edilmektedir. Tüm bu halkaları bilen ve denetleyen tek yaratıcı kişi görüntü yönetmenidir. Bir orkestrayı yöneten birkaç şef, bir filmi yöneten birkaç yönetmen olamayacağı gibi, bir filmin ışığından ve görüntülerinden sorumlu birkaç yaratıcı olamaz!
    Işık şefinin durumu:
    Işık şefi görüntü yönetmeninin en önemli yardımcılarından birisidir. İyi bir ışık şefi öncelikle görüntü yönetmeninin talep ettiği ışık malzemesini ve aksesuarları iyi tanıyıp kullanabilecek beceriye sahip olabilmeli, onun talimatlarını doğru şekilde uygulayabilmelidir. Tüm bu malzemelerin ekip ve oyuncular açısından herhangi bir tehlikeye yol açmayacak şekilde kullanılmasından yerlerine asılmasından ışık şefi sorumludur. Ayrıca kendi belirlediği ışık asistanları da, hızlı, seri ve emniyeti elden bırakmadan çalışabilmeli, ışık ekibinde en az bir kişi de elektrik konusunda yeterli bilgiye sahip olmalı, tüm elektrik bağlantılarını emniyetli bir şekilde yapabilmelidir.
    Işık şefi jeneratörün doğru yere yerleştirilmesinden, jeneratörle çekim seti arasındaki kablo mesafelerinin doğru hesaplanıp, çekimde yakılan lambaların teknik olarak hatasız çalışmasından, jeneratörün frekansının sık sık kontrol edilerek istenen sınırlarda tutulmasından da sorumludur.
    Görüntü yönetmeninin direktifleriyle ışık hazırlandıktan sonra çekime geçildiğinde, görüntü yönetmeni kamera ve çekimle uğraştığından, iyi bir ışık şefi çekimi takip ederek, ışık önünde yanıp rengi değişen bir ışık filtresini, bir oyuncu veya başka birisi tarafından yanlışlıkla çarpılıp yönü değişen bir lambayı ,veya herhangi bir sebepten sönen bir ışığı fark edebilmeli görüntü yönetmeninin uyarmasına fırsat bırakmadan gerekli değişiklikleri yapıp her şeyi eski haline getirebilmelidir.
    Görüntü yönetmenin direktifleri ile istenen ışık efektlerinin koordineli bir şekilde uygulanmasından yine ışık şefi sorumludur.(bir lambanın istendiği anda ağır ağır sönmesi aynı anda bir diğerinin yanması vb.)
    Görüldüğü gibi ışık şefi, aynen birinci kamera asistanı gibi görüntü yönetmeninin en önemli yardımcısıdır. Bu sebeple ışık şefinin önemi görüntü yönetmeni için çok büyüktür. Bu yüzden, dünyada ve ülkemizde görüntü yönetmenleri alıştıkları ışık şefleri ile çalışmaya özen gösterirler.
    Işık şefi işinin erbabı bir zanaatkârdır, ama ışığı yaratan, tasarlayan sanatçı görüntü yönetmenidir. Işık şefinin yukarıdaki çalışmalarını bitmiş filmi izleyerek değerlendirmeniz mümkün değildir, nasıl, bir kamera asistanının kamerayı hazırlayışını, filmleri kameraya takışını, bir set amirinin seti hazırlayışını gerekli yerlere takozlar koyup fon bezleri asmasını, kamera arabasını itmesini, bir vinç operatörünün vinci ne kadar seri hazırlayıp iyi kullandığını anlayamayacağınız gibi. Tüm bu elemanlar ve daha sayamadığımız birçok kişi filmi oluşturan değerli teknisyenlerdir. Filme katkıları tartışılamaz
    sinema literatüründe görüntü yönetmenine director of photography ,cinematographer,lighting cameraman denmektedir.Hatta görüntü yönetmenleri sanatlarını icra ettikleri ana unsur olan aydınlatma ile o kadar yoğun meşgul olmaktadırlar ki , çekimde kamerayı bir başka kişi kullanmaktadır. Yine görüntü yönetmenine bağlı olarak çalışan bu kişiye kamera operatörü(camera operator) denmektedir.
    Bizdeki ışık şefinin, sinema literatüründeki adı şef elektrikçi anlamına gelen gaffer’dir.
    İlk filmini çekmekte olan bir görüntü yönetmeni, deneyimli bir ışık şefinin önerilerinden yararlanabilir, fakat negatifi pozlayan ışığı yorumlayan yukarıdaki çalışmalardan sorumlu tek beyin, ilk filmi de olsa 1000’inci filmi de olsa yine o görüntü yönetmenidir. Sette ışıkları yerlerine koyup yakmak ışık çalışmasının küçük bir kısmını kapsamaktadır. Kaldı ki; bu yerleri yükseklikleri, ışığın gücünü yine görüntü yönetmeni belirlemektedir. İşin asıl yaratıcı, riskli ve zor kısmı ışığın gücünün renklerinin ölçülüp yorumlanıp negatife geçmesi ve çekimden sonraki uzun zorlu aşamalardır.
    Neden kafamız karışıyor?
    Işık şefi ve görüntü yönetmeninin sorumluluk alanlarının karıştırılmasının ana sebebi bazı eski yapımlarındaki bozuk çalışma düzenine dayanmaktadır. Eski siyah beyaz dönemde filmler uzun sürelerde titiz bir çalışma ile stüdyolarda, hatta sesli olarak çekilirmiş. Biz bu dönemden bahsetmiyoruz. Daha sonra film çekim süreleri kısalmış, ucuzcu zihniyet özensiz ve hızlı çalışma tarzını da beraberinde getirmiş. Filmler sesli çekilmez olmuş. Senaryoların sete zor yetiştiği, hatta sette yazıldığı, çekime birkaç gün kala ekiplerin kurulup herkesin birbirinden bihaber film çektiği dönemde kamerası olan kameramanlar ne yazık ki görüntü yönetmenliği vasıfları için değil sanki kameraları için filme çağrılır duruma gelmiş, ışık malzemesi satın almış ışıkçılar da malzemeleri ile birlikte ellerinde olanlarla film ekiplerinde yer almışlar. Bırakın yaratıcı anlamda ışık çalışmasını, sadece görüntü çıkacak şekilde teknik anlamda ışık yapılıp hızlı çalışılır olmuş. Böyle bir durumda görüntü yönetmeninin yaratıcı katkısı olamadığı için, bazı ışıkçılar usta çırak ilişkisi ile öğrendiklerini,  lambaları yerlerine koyup yakarak ve sadece teknik anlamda ışık yaparak ve bazen de gerçek görüntü yönetmenliğinin farkında olmayan deneyimsiz görüntü yönetmenlerinden, ortalığı boş buldukları için yetkiyi alarak, çalışmaya başlamışlar. (Hepimizin çok iyi tanıdığı, değerli ve emektar görüntü yönetmenlerimizi kastetmiyoruz).
    Tüm dünyada görüntü yönetmeninin sorumlulukları bu şekilde belirlenmiştir. Ülkemizde de sorumluluk sahibi ve bilinçli görüntü yönetmenleri, yukarıda özetlemeye çalıştığımız şekilde çalışmaktadır. Bu çalışma tarzı sayesinde filmlerimiz son yıllarda görsel ve teknik anlamda dünya standartlarını yakalamaya başlamıştır

    TÜRKİYEDE GÖRÜNTÜ YÖNETMENLİĞİ

    TÜRKİYEDE  GÖRÜNTÜ YÖNETMENLİĞİ: Türkiye'ye sinemanın gelişi ile cinema elde edilen aletin , cinematograph'ın keşfi arasında çok fark yoktur aslında. Abdülhamit döneminde ilk sinema gösterimi avrupayla aynı zamnlara denk düşer.Fakat sinemanın gelişimi ülkemizde o kadar avrupayla paralel malalesef ki gidememiştir.Biz sürekli kolayı , tüketmeyi ve popüler olanı kolayca kopyalamayı tercih ettiğimden dolayı başkaları sürekli keşifler yaparken yerimizde saymaktan başka birşey yapamamışızdır.
      Avrupa ve amerika sürekli yeni sinema dilleri ve tekniklerinin peşinde koşarken , biz de kolay yoldan para kazanmanın peşinde çok papuç eskittik.
      1960 yılarda çekilen siyah-beyaz filmlerdeki görsel dil ve tekniğin üstüne 2005 yılında bile birşeyler koymuş deyiliz.Özellikle görsel dil konusunda çok daha geri durumdayız. Helikopter çekimi kulanıyorsunuz ama işin adeta cılkını çıkarıyorsunuz. Olur olamdık yerde zeytin yağını fazla bulma misali dakikalarca hava çekimi...Ne duygu var ne bir konu bağlantısı. Helikopterin ucuna bağlanmış bir mekanizmanın üzerinde kamera kayda giriyor.Helikopter pilotunu kameramanlığında uzun uzun istanbul görüntüsü...
      Sinema=ilüzyondur.Bu kadar.Eğer yaptığınız ışıkla ve kamera hareketleriyle seyirciyi şaşırtmıyor ve doyurmuyorsanız görüntü yönetmeni deyilsiniz! Siz herbir elinde kamera olan vatandaştan hiçbir farkınız yok. Hatta bazıları sizden çok daha iyi durumda görüntü yönetmeni...
    Amerika ve avrupa da görüntü yönetmenliğine yapılan yatırım sinemanın diğer argumanlarına yapılmıyor desem yanlış söylemiş olmam.
    Yıllarca teknik eğitimin yanıo sıra sanat tarihi bilgisini özümseme gerçekleşmea ise iyi bir görüntü yönetmeni olmanız imkansız gibidir. Dönemler ve figürler beynin merkezine mutlaka yerleştirilir.Dönemin ışığı ve rengi bilinmiyorsa zayıf bir görüntü yönetmenisinizdir.Büyük prodüksiyonlarda olma şansınız yoktur.
    İyi bir görüntü yönetmeni bir filmin planlamasında Prodüktör ve yönetmen kadar etkin rol alır.Projeye göre bazen bu aktörleri bile geri brakmak zorundadır. Kamera açıları , gerekli ışık miktarı ve türü,kamera haraketleri , fim çeşiti,kulanılacak ek alet-edavat...Hepsine görüntü yönetmeni karar verir.
    Sürekli görüntü yönetmenleri yeni arayışlar ,açılar,ışıklar ve sinema dilleri peşindedir.Dünyanın bilinen görüntü yönetmenlerinin farklı farklı sinema dilleri vardır.Türkiye'nin öne çıkan üç-beş görüntü yönetmenleri de bu dilleri takip etmeye çalışır. Öne çıkamayan diğer grup görüntü yönetmenlerimiz ise sinema dilleri konusunda bilgiye bile sahip değildir.
    Bunun birkaç nedeni var.Yani görüntü yönetmenliğinin bu kadar ülkemizde geri kalmasının;
    1- Sürekli taklit eden ,özgünlükten yoksun sinema sektörünün mimarı yapımcı ve yönetmenlerin kısa zamanda şöhret ,para ve seyrettiğimiz rezalet filmleri sürekli çekme isteği
    2-Hiçbir özğünlüğü olmaması nedeniyle dünya pazarına çıkamayan ucuz prodüksiyonların kalite arayışının başka noktalarda olması.
    3-Görüntü yönetmenlerinin ve görüntü yönetmenliğinde gelen yönetmenlerin bir türlü gereken çıkışı yapıp sektöre alternatifler sunamaması.
    4-Görüntü yönetmenlerinin eğitimsel ve kültürel olarak çok zayıf olması

    15 Temmuz 2011 Cuma

    IŞIK NEDİR ?

    IŞIK maddeyi oluşruran atomların,birbirleriyle olan tepkileşimlerinden ortaya çıkan enerjinin ışımasına diyoruz.Kaynağından çıktıktan sonra bütün yönlere dağılır ve dalgalar şeklinde ilerler.
    Herhangi bir dalganın iki temel özelliği vardır.
    a)Dalga boyu
    b)Dalga frekansı.
    DALGA BOYU:Birbirlerine komşu iki dalganın tepe noktaları arasındaki mesafe...
    DALGA FREKANSI:Belli bir noktadan 1sn içinde geçen dalga sayısıdır.
    Yukarıda anlattığım iki ögenin birbirleri ile çaroımları ışığın yayılma hızını verir.Yani IŞIĞIN
    frekansı 600milyar hertzdir.Başka bir deyişle ışık saniyede 600 milyar defa yanıp sönmektedir.
    Yayılma hızı ise saniyede 300.000 km dir.Bu değerler yaklaşık olup uzayda sıfır yoğunlukta geçerlidir.Yoğunluk arttıkça oranlar değişir.
    Bir objenin görülebilmesi için ya ışık kaynağı olmalı yada üzerine bir ışık gelip yansıtmalıdır.
    Asıl olan bu objelerin gözle görülebilir olmasıdır.Çünkü göz ışığın kaynağını ve yansımasını ayırt edecek kadar büyük özelliğe sahiptir.
    Örneğin karanlık bir ortamda loş sayılacak bir yerde,etrafta bir ışık kaynağı var ise mum,ampul veya gaz lambası.Olardan çıkan ışınlar bir yerlere çarptıkça çarptığı objenin yansıtma nispetinde objenin ne olduğu ortaya çıkar.Koyu objeler daha az,açık renkli objeler daha fazla gibi.
    Film veya fotoğrafta önemli olan 4 temel özellik vardır.
    a)PARLAKLIK
    b)YÖN
    c)RENK
    d)KONTRAST
    PARLAKLIK:Işığın yoğunluk ölçüsüdür.
    Karla kaplı bembeyaz bir ortamdan,yıldızsız bir gecedeki gecenin karanlığında ki siyahlığa kadar değişkenlik gösterebilir.
    YÖN:Herhangi bir objenin üstüne düşen ışığın yönü.Buda kendi arasında ayrılır.
    Önden(Cepheden)
    Yandan (Sağdan ve soldan)
    Arkadan (Ters ışık)
    Tepeden(Üstten)
    Alt (Alttan verilen ışık)
    RENK:ihtiyaocağı,güBir radyasyon kaynağından(Floresan,akkor lamba,flamanlı lamba,karpit neş vs vs)yayılan ışık homojen değildir.Aksine 380 ile 760 nanometre arasında değişen dalga boylarına sahip renklerin yaklaşık olarak eşit miktarda karışımlarından meydana gelmiştir.vardır.Bunun neticesinde hazırlanan bu çizelgeye KELVİN çizelgesi diyoruz.
    Film ve diğer dijital kameralar (Profesyonel)belli tür bir ışıkta doğru renk vermek için tasarlamışlardır.Bu sebeple gözümüzün beyaz olarak algıladığı rengi,kameralar farklı algılaya bilir.Bir akkor lamba ile floresan ışığının yada gün ışığının frekans boyları farklı olduğundan bu frekans boylarını sınıfladırmak için bir çizelgeye ç
    SİNAN ONUR....

    14 Temmuz 2011 Perşembe

    SİNAN ONUR: Canon, EF-S serisi objektif ailesinin yeni üyesi EF-S 18-200 mm f/3.5 - 5.6 IS objektifi duyurdu

    SİNAN ONUR Canon, EF-S serisi objektif ailesinin yeni üyesi EF-S 18-200 mm f/3.5 - 5.6 IS objektifi duyurdu
    Canon, EF-S serisi objektif ailesinin yeni üyesi EF-S 18-200 mm f/3.5 - 5.6 IS objektifi duyurdu. 29-320 eşdeğeri odak uzaklık değerleri ile 11x optik zum yeteneğine sahip olan yeni objektif, kullanıcıların yanlarında çok sayıda lens taşıma zorunluluğuna güçlü ve hafif bir alternatif getiriyor. EF-S 18-200 mm f/3.5 - 5.6 IS objektif yeni EOS 50D, EOS 1000D, EOS 450D ve daha önceki modeller gibi EF-S lens yuvasına sahip olan EOS serisi fotoğraf makineleri ile birlikte kullanılmak üzere özel olarak tasarlanmış. Canon EF-S 18-200 mm f/3.5 - 5.6 IS objektif 12 grup halinde 18 elemandan oluşan bir yapıya sahip. Bu yapı içerisinde, renk sapmalarını minimum seviyeye indiren ve tüm zum mesafelerinde köşe kısımlara kadar zengin ve keskin detayları garantileyen UD ve asferik lens elemanları da bulunuyor.

    Telefoto lens 45 cm mesafe yakınlıktan odaklama yeteneği ile fotoğrafçılara esnek çekim olanakları sunuyor. Objektifin odak uzaklık değerlerine özgü olarak özellikle tasarlanan 4 adım optik Image Stabilizer (Görüntü Sabitleyici) düşük enstantane hızlarından veya kameranın sarsıntısından kaynaklanan bulanıklıkların önüne geçiyor. Kaydırmalı çekimleri otomatik olarak tespit etme özelliği hareketli nesneleri takip ederek fotoğraflarken etkili bir performans sağlıyor. Ayrıca, IS (Görüntü Sabitleyici) sistem objektif temelli olduğundan fotoğraf kompozisyonu oluşturulurken sabitleyici etkisinin sonuçları vizörden izlenebiliyor.

    Dijital fotoğraf makinelerinin görüntü sensörlerindeki yansımalar parlaklık ve hayalet görüntülere neden olabilir. EF-S 18-200 mm f/3.5 - 5.6 IS objektifte bunu engellemek ve distorsiyondan uzak, keskin, net ve doğal renk dengesi için Canon patentli Super Spectra kaplamalı mercekler kullanılmış. Canon 18-200 mm objektifin 699 USD satış fiyatı ile piyasalara sunulması bekleniyor.

    12 Temmuz 2011 Salı

    SİNAN ONUR.sinema..fotoğraf..macera...gezi yazıları.. mimari...


    mevzu bakmak değil görmektir bence hayata ve icindekilere nereden ve ne acıdan baktığındır önemli olan..iç ve dış mimariyi takip etmeyi severim..sinema ve kamera arkasında olmak benim yaşamım..fotoğraf cekerim..gezi yazıları okumak yeni birşey öğrenmek yeni biryerler görmekten mutlu olurum..hepsini haydi paylaşalım yazın cizin gönderin..