8 Ağustos 2011 Pazartesi

SİNEMADA IŞIK (3)

Araba Farı : Araba fari kelvin derecesi düsük bir isik kaynagidir. Mercek yapisina göre degissede 2500 - 2800 ºK civarindadir. Çekimlerde isik kaynagi olarak kullanilmaz ancak gece çekimlerinde arabayi direk olarak göreceksek araba farinin etkilerini göz ardi edemeyiz. Sadece arabayi göreceksek objektife isik girebilir ve filmi yakabilir, istenmeyen etkilere neden olabilir. Bu durumda araba farinin önüne bir filtre koyarak yada lamba gücünü düsürerek diyaframa etkisini azaltabiliriz. Araba yaklasirken far isigindan aydinlanan bölgeleri de çekeceksek, genel isigin siddeti zaten araba farinin siddetinden yüksek olacagindan sorun olmaz. Araba fari bir çok yönetmen tarafindan sis ile birlikte kullanilmistir ve normalden daha etkili bir efekt verir.Araba içinden yapilan çekimlerde araba fari yerine bir projektör kullanilarak isik siddetini güçlendirilebiliriz.

Sinema veya Projeksiyon perdesi : Ayni monitör, televizyon gibi bulundugu ortama degisen renklerde ve siddetlerde isik etkileri vardir. Fakat sinema salonlarinin genis ve izleyicinin fazla olmasi ciddi bir isik planlamasi gerektirir. Normalde perdeye bakan izleyicilerin yüzlerindeki isik siddeti ve renkler degisir, sirtlari ise karanliktir. Isik yaparken ayni mantikta isik siddetini arttirmaliyiz. Sinema veya projeksiyon makinesinden çikan ve perdeye dogru giden isigi çekerken, biraz sis kullanilmasi daha etkili sonuç verir.

Televizyon veya Monitör : Karanlik bir odada televizyon veya monitör isigi altinda çekim yapilamasa bile, senaryo geregi bu sekilde bir çekim gerekebilir. Televizyon veya monitör, o anda görüntülerin devamli degistigi varsayilarak planlanir. Bu durumda oda içindeki renkler ve isik siddeti degisir. Tabii ki çok yakin planlarda monitörün kontrastligini açarak monitörden gelen isik siddetini artirsak da, genis planlarda bir projektörün kullanilmasi sarttir. Projektörün önüne koyacagimiz bir filtre takimi veya flicker ile veya fan yardimi ile uçusan tüyler yardimi ile bu sekilde bir efekt yapilabilir. Televizyon ve monitör amorsundan yapilan çekimlerde sikça uygulanan yöntemdir. Genel çekimlerde televizyon ve monitör ile birlikte oda içindeki diger cisimleri de görüyorsak, genel isigin siddetini düsük tutup televizyon ekranindaki görüntüyü ortaya çikarabiliriz.
Işık ve SanatSinema, televizyon, fotoğraf, kamera teknolojilerinde ve iç mekanlarda aydınlanmak için kullandığımız ışık; Resim, fotoğraf, ve benzeri plastik sanatlarda belki de sanat eserine anlam kazandıran en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Işığın üç temel özelliği vardır ve bu özellikleri sanat demektir.


A ction ( Hareket ) Işık düz çizgiler halinde hareket eder.
R eflection ( Yansıma ) Bir cisme çarptığında o cismin özelliğine oranla yansır.
T ransition ( Geçme ) Bir ortamın içine girince kırılır.
Işığın fiziksel nicelik ve nitelikleri
Işık fizik biliminde incelenirken etkileri terminolojik olarak formüllere oturtulmuştur. Işıkla ilgili bütün malzeme, cihaz ve aksesuar üreticileri bu terimleri kullanarak ortak bir dil konuşmaktadırlar. Alman DIN 5035 normları genelde baz alınarak bu terimler açıklanmış ve bir standarda oturtulmuştur.
Işığın bütün özellikleri fizikçiler tarafından formüllere oturtulmuş ve kitaplara bilimsel olarak geçmiştir. Bütün bu terimler ve formüllerden bahsederken açıklamalar da yaparak bu bilgileri pratik olarak da pekiştirmek gerekebilir.
Bu bilgileri yazarken birçok yerli yabancı kitap, İnternet yoluyla aldığım üretici firma bilgileri ve gerek TRT, gerekse BBC, NHK gibi yayın kuruluşlarından aldığım kurs notlarını ve fizik kitaplarını kullandım.
Fakat birçok yerde anlatılmadan geçilen önemli bir bilgiye dikkatinizi çekmek isterim.
Işık, ışın veya elektromanyetik radyasyonlar gözle görülemezler...
Ancak bir cisme çarpıp gözümüze veya objektife yansıdığında o cismi görebiliriz. Bütün bu formüller fizikte direk ışığa göre düşünülmüştür.
Işık Hızı: Işığın boşlukta bir saniyede aldığı yola ışık hızı denir. Işık hızı 299793 km/saniyedir. Işık yoğun bir ortama girdiğinde hızı ortam yoğunluğuna göre azalır.
Işığın Dalga Boyu 1803 yılında Young ışığın dalgalar halinde yol aldığını, Young'dan yüz yıl sonra da Einstein ışığın aynı zamanda parçacık paketleri halinde ilerlediğini deneyle ispat ettiler ve ışıkla ilgili bu garip gerçek 1905 tarihinde anlaşılmış oldu. Einstein'a göre ışık iki karektere sahipti. Işık kaynağından hem dalgalar halinde hem de parçacıklar halinde yayıldığını ispat ederek Planck'ın teorisini doğruladı.
Dalga boyu, dalganın yayılma hızı ile titreşim periyodunun yani frekansının çarpımına eşittir.
Işık Basitçe bir elektromanyetik radyasyondur. Işığın üç önemli fiziksel özelliği bulunmaktadır.
Işık düz çizgiler halinde hareket eder.Bir cisme çarptığında o cismin özelliğine oranla yansır.
Bir ortamın içine girince kırılır.
Görülebilir Işık ; İnsan gözünün görebildiği 380nm - 760nm arasındaki elektromanyetik radyasyona görülebilir ışık denir.
Bir elektromanyetik dalga olan ışığı meydana getiren neden elektrik yüklerinin hızlanması veya nükleer reaksiyonlardır. Bir cisim ısıtılınca cismi oluşturan atomların elektronları yörüngesinden çıkarak daha yüksek enerji seviyelerindeki yörüngelere fırlar ve tekrar bir önceki seviyelerine inerler. Bu sırada atomdan dışarı bir foton çıkar. Yüklü elektronların harekete geçmesi ve hızlanmaları ile dışarı çıkan foton parçacıkları ışığı meydana getirir.
Doğadaki bütün cisimler ışın yayarlar. Soğuk cisimlerin çıkardığı cisimlerin dalga boyları çok uzun olduğundan bu ışınlar gözle görülmez. Cisim ısıtılınca dalga boyu kısalır ve çıkardığı ışın görülebilir hale gelir. Evrendeki her cismin mutlak sıfır derecesinin üzerinde belli bir sıcaklığı vardır ve her cisim farklı dalga boylarında elektromanyetik radyasyon ışık yani yayarlar.
Oda sıcaklığında cismin çıkardığı radyasyon spektrumun kızıl ötesi tarafındadır. Bunların dalga boyları uzun olup, gözle görülemez haldedir. 800ºC dereceye kadar ısıtılmış bir cisim kızıl haldedir ve yaydığı radyasyon kızıl ötesi bölgesindedir. Cisim bu durumda ancak karanlıkta görülebilir. 3000ºC derecede ise cisim beyaz renk alır. Bu durumda çıkan enerjinin %10'u ışık şeklindedir ve diğer enerji ısı durumda kalır. Ancak sıcaklıkla ışık enerjisi arasında paralel bir oran olmayıp, ışık enerjinin artışı sıcaklığın yükselmesine göre çok daha hızlı gerçekleşir. Bu fiziksel kanundan yararlanılarak lambalar üretilmektedir.
Işık yapımında koordinasyon
Herhangi bir görüntünün kaydedilmesi sırasında, profesyonel meslek gruplarının ortak çalışması gerekmektedir. Bir reji toplantısı şeklinde geçecek bu çalışmanın aslında kaydedilecek görüntü veya görüntü bütününün sanatsal değerinin kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Konular profesyonel anlamda yönetmenden, ışık asistanlarına kadar çalışanlar hakkında da bilgi vermektedir.
Yönetmen
Görüntü yönetmeni
Sanat yönetmeni
Makyaj
Işık yönetmeni
Işık yapımında çalışan diğer görevliler
Yönetmen
Herhangi bir görüntünün kaydedilmesi sırasında, meslek gruplarına senaryonun genel ve o sahnedeki durumuna göre kendi yorumunu katarak bir reji toplantısı ile yaratmak istediği atmosferi tam olarak anlatması gerekmektedir.
Görüntü yönetmeni ve Işık yönetmeni bu bilgileri aldıktan sonra teknik hazırlıkları tamamlar, yönetmen isteği olan atmosferi yakalamadan kayda girmez.
Yönetmenin bu isteklerini görüntü ve ışık yönetmenine anlatabilmesi için Işık ile ilgili teknik bilgisinin olması gerekir. Projektör ve diğer malzemelerin kapasitesine göre isteklerde bulunması doğru olur.
Yönetmenin ışık bilgisi iki şekilde önem kazanır. Bazı çalışmalarda ışık ön plana çıkar. Özellikle, senaryo gece veya karanlık ortamlarda gerçekleşmek zorunda ise, korku filmleri gibi ışığa dayalı çalışmalarda iyi bir ışık bilgisi ve tecrübeli bir ışık ekibi gerekmektedir. Yönetmenin bu tip filmlerde çalışmış tecrübeli ışık ekibini seçmesi gerekir.
Çalışma başlamadan önce ışık malzemelerinin tespit edilerek yapımcı ve ışık şefinin bunları sağlaması için senaryonun büyük ve önemli sahne veya planları hakkında bilgi vermesi gerekmektedir. Kameranın göreceği büyük alanları veya gereken ışık efektlerini önceden belirlemesi ve bunları ışık şefiyle görüşmesi gerekir. Çalışma başladıktan sonra ise yönetmenin sahne ve plan koordinasyonlarını önceden belirlemesi, mekanları önceden planlayıp ışık şefine önceden bu çalışma planını vermesi gerekmektedir. Yani kısaca dersine çalışması gerekir. Önce A mekanında sonra B mekanında tekrar A mekanında ve takiben B mekanında çalışmayı istemek veya sahne ve planları sıralı çekmeye çalışmak yönetmenlik değildir. Bu şekildeki çekimler, maliyeti arttırdığı gibi özellikle çok çalışan ışık grubunu çileden çıkarır. Işık şefi, ışık devamlılığını tutturmak için çok büyük efor sarf eder. Bana göre aynı ışığı tutturmak olanaksızdır. Yönetmenin ışık ekibiyle diyaloglarının doğru olması ve ışık terminolojisini kullanması zaman problemini ortadan kaldırır; yoksa o çalışma süresi uzar.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bilgileriniz için teşekkürler.